Fıkıh konusunda en çok merak edilenler

Fıkıh konusunda en çok merak edilenler

Birde felsefecilerin dediği gibi, (Varlıklar yoktan yaratılmamış, böyle gelmişböyle gider) anlamında söylenmiyor. O mânâda söylenirse, yaratılış, Cennet,Cehennem inkâr edilmiş olur. Bunun için İlmihalde (Dünyanın yaratıldığınainanmamak, “Böyle gelmiş, böyle gider” demek, küfürdür) deniyor. Herdüğünü oyun eğlence sandıkları için, (Sünnet düğününde Kur’an okumak küfürdür)diyorlar. Halbuki içkisiz yapılan ve başka haram bulunmayan sünnet düğünlerindemevlit ve Kur’an-ı kerim okutmakta hiç mahzur yoktur. Müzik varsa, davul veyadef çalınıyorsa, eğlence arasında elbette Kur’an-ı kerim okunmaz. Sünnet düğünüsebebiyle Kur’an-ı kerim okumaya engel olmak çok çirkin bir harekettir. Kur’an-ıkerimde de Cenab-ı Hak, (Azabım çok şiddetlidir) diyerek kullarını ikazetmektedir. O halde son pişmanlık fayda vermez, kedinin bacağını ilk geceayırmak gerekir. Fâsık biri, din zekât verin diyor ama,parayı sevdiğim için veremiyorum, din oruç tutun diyor ama midemedüşkünlüğümden tutamıyorum. Din içki haramdır diyor ama, zevkime düşkünlüktenbırakamıyorum dese küfür olmaz.

  • Bu âyet, (Hakiki imana kavuşun) manasındadır.
  • Zamanın değişmesiyle, örf ve âdete ait hükümlerdeğişebilir.
  • İbn-i Kesir’in, Fahri Râzi ve Ebussuud’un izahlarına göre bu hâdise İsrailoğullarının Allah’a isyanlarından dolayı maruz kaldıkları azabın bir çeşididir.
  • Allah’ı sevmek ve onun razı olduğunu bilmek soyut bir durum olduğu için anlamak zordur.

Bunun içbahsegel güncel giriş ki,  müessir olamıyoruz, kendimizi sevdiremiyoruz ve fikrimizi kabul ettiremiyoruz. Hatâen öldürürse diyet gerekir.Hünsâ müşkil dinden dönerse, hakkında mürted hükmü uygulanmaz. Hünsâ müşkil, hacca gidecek olursa, yanında erkeklerden bir mahremi bulunursa -Hanefî mezhebine göre- üç günlük ve daha fazla uzak mesafelere seyahat edebilir. “Allah’a yemin ederim ki Resûlüllah’ın eli bir kadının eline dokunmadı. Sadece sözle onlardan biat aldı.” (Ahmed bin Hanbel, Nesâî, İbn Mâce). Bu küllî ubudiyeti en ileri derecede yapanlar, kâinat ağacının en mükemmel meyveleri olan peygamberler ve özellikle Peygamber Efendimiz Hz. Nur Küllîyatı’nda, “İyyake na’büdü” “Biz ancak sana ibadet ederiz.” ayetinin açıklaması yapılırken, ayet-i kerimede niçin “ben” değil de “biz” denildiğine dikkat çekilir ve böyle denilmekle üç ayrı cemaatin kastedildiği ders verilir. Yani, insan nimetin şükür gerektirdiğini idrak edecektir ki, sonra bu şükür ve hamd vazifesini yerine getirsin.

Ödeme yapılmaması tahliye tehdidi altında kalınmasına neden olacaktır. Yargıtay’ın kira sözleşmelerinin uyarlanmasında “öngörülemezlik” kriteri bakımından bir diğer husus ise sözleşmenin uzun süreli olması hususudur. Nitekim Yargıtay’ın istikrarlı uygulamalarına göre kira sözleşmesinin uyarlanması sadece uzun süreli kira sözleşmeleri bakımından geçerli olup, kısa süreli kira sözleşmelerinin uyarlanması mümkün değildir. Yargıtay üç yıllık bir kira sözleşmesinin uyarlanmasına ilişkin uyuşmazlıkta bu hususu “(…) kira sözleşmesi uzun süreli olmayıp kısa sürelidir. Feshin neticesinde taraflar arasındaki sözleşme ileriye dönük olarak sonlanmaktadır. Bunun sonucunda fesih anına kadar olan borçlar fesihten etkilenmeyecektir, yani fesih hakkının kullanılmasından önceki dönemde tarafların yerine getirdikleri edimlerin iadesi gerekmeyecek, fesih tarihi itibariyle borç ilişkisi ortadan kalkacaktır. İade talebi ise ancak fesihten sonra yerine getirilmiş bir edim varsa mümkün olacaktır.

Yanlış anlamalarından dolayı 72 sapık fırka meydana gelmiştir. 2-Küfre sebep olan şeyleri, yemin niyeti ile söylerse, kâfir olmaz, yemin etmişolur. 1-Ramazanın ilk gecesi olduğu zaman, onlara [bu ümmete] rahmet nazarı ile nazareder. Allahü teâlâ, kime rahmet nazarıile bakarsa, artık ona azap etmez. 6-Müslüman olmak isteyene, (Sen hele bekle, elimdeki şu işi bitirip de geleceğim)diyerek, onun Müslüman olmasını geciktirmek, küfürde kalmasına rıza göstermekolur. Mülciolmayan ikrahla leş, kan ve domuz yenmez, şarap içilmez ve Müslümanın malıtelef edilmez. Çünkü mülci olmayan ikrahla zaruret hâsıl olmaz. Ölmemek içinleş, domuz yenir ve kan, şarap içilir.

Tırnak kesmek sadece, hac veya umre ihramı süresince yasaktır. Halk arasında bazı gün ve zamanlarda, meselâ “geceleyin tırnak kesilmez” şeklinde yanlış bir inanç vardır. Elektriğin olmadığı zamanlarda, kesilen tırnağın nereye sıçradığının görülemediği düşüncesinden kaynaklanan bu kanaat, böyle durumlar için geçerli olabilir. Fakat bugün, elektriğin aydınlattığı ortamlarda gece tırnak kesmenin hiç bir sakıncası yoktur. Eğer abdestinizin bozulmadığından eminseniz bu vesvesedir. Meselâ, devamlı idrarı gelen bir kimsenin, abdestini idrar akıntısı bozmadığı gibi, gelen bu idrarın kirlettiği yeri yıkamak mecburiyeti de yoktur.

YaniMüslümana kâfir diyenin kendisi kâfir olur. Bunlardanbazıları ise, dünya sıkıntıları, kabir azabı ve sıkıntıları ve Kıyamet günününşiddetleriyle affedilip günahları biter ve Cehennem azabıyla temizlenmeye lüzumkalmaz. Enam suresinin (İman edip deimanlarını şirkle bulaştırmayanlar, Cehennemde ebedî kalmaktan emindirler.Onlar için, bu korku yoktur) mealindeki âyet-i kerime, sözümüzün doğru olduğunugöstermektedir, çünkü buradaki zulüm, şirk demektir. Birhırsız, çeşitli numaralar yaparak polisin elinden kurtulsa, biz de numaralarınıkastederek, helal olsun hırsıza desek küfür olmaz, çünkü onun hırsızlığınıbeğenmedik, yaptığı numaralar hoşumuza gitti. Şarkıcının da sesi, güzelliğihoşumuza gidebilir. Bir mümini kazaen veya alacak, borç, dünya işlerigibi herhangi bir sebeple öldüren kâfir olmaz. O âyet-i kerimeyi Ehl-i sünnet âlimleri, (Bir mümini, müminolduğu için öldüren ebedî Cehennemliktir) diye açıklamışlardır. Hatta,bir kâfir Müslüman olunca, bütün günahları sevaba çevrilir. İmanedip salih amel işleyince, günahlarını sevaba tebdil etmektedir. Mülk Onundur,dilediğine, dilediği kadar ihsan eder. İnsanresmi olan seccadede namaz kılmak caiz iken, Kâbe resmi olan seccadede namazkılmak caiz olmaz.

1-Yapması caiz, yapmaması ise sevap olan şeylerdir. Mülci ikrah ile küfre sebepolan söz söylemek, mesela Resulullahıkötülemek böyledir. Fakat, bunları söylerken Tevriye etmesi, yani Muhammed ismindeki başkasını düşünmesi, putasecde ederken, Allahü teâlâya secdeetmeyi düşünmesi gerekir. Tevriye etmek lazım olduğu hatırına gelmezse mazurolur. Namaz kılma, kadın için başını aç, kendinin ve başkasının malını telefet, karını boşa diye zorlamak ve kadının zina ile ikrahı ve livata böyledir. İçkilibir lokantaya gitsek, garson bizi hoş karşılayıp, (Hoş geldiniz) dese, biz deona (Hoş bulduk) desek, bu (İçki satmanız hoştur) anlamına gelmez, (Bizi iyikarşıladın) demektir. Bir iş için, meyhaneye bile gitsek, oradaki görevli bizihoş karşılasa, hoş karşılamasına (Hoş bulduk) demekte mahzur yoktur.

Deja un comentario